
Gezdiğim, gördüğüm yerlerde Türk
tarihine damga vurmuş her değere sahip çıkılması açısından yaklaşır,
değerlendirmelerimi de buna göre yaparım. Gördüğümüz güzellikleri paylaşırım ki
gören her göz de bu değerlere katkı koysunlar, bu haza ortak olsunlar isterim.
Şahit
olduğum olumsuzlukları, özensizliği ise sahip olduğumuz kıymetlerimize daha
fazla sahiplenilmesi için yetkililerin gözüne sokarcasına ortaya koymaya
çalışırım. Velhasıl değerlerimizin değerinin bilinmesi için paylaşımcı olmaya
çalışıyorum. Sizlere ulaştırmaya çalıştığım aşağıdaki satırları da bu açıdan
sizlere sunuyorum.
Ekim ayının son haftasında
Afyonkarahisar’a bilimsel bir toplantı için gitmişken kültürel değerlerini
yakından görmek için şehir merkezinde dolaştım. Afyon’un eski yerleşim yerinde
bulunan Ulu Cami ilk uğradığımız yer oldu. Caminin içine girdiğimizde
gördüğümüz tarihi dokuya hayran olduk.
Bu kısa yazıya asıl konu etmek istediğim
ise Ulu Caminin karşısında bulunan türbeler. Bunlardan birisi “Mehmet ve Ahmet Efendiler” Türbesi. Bu
türbenin yola bakan kısmı (yazının baş tarafındaki resim) bile bakımsızlığı ortaya koymaktadır. Türbenin
Karahisar kalesi tarafında kalan kısmında yani arka kısmında ise çevreleyen
duvar bile yok. Arkadaki bakımsızlık
daha da üzücü duruyor.
![]() |
Türbenin arkadan görünüşü |
![]() |
Kapı yanında asılı levha |
Türbenin giriş kısmında eskimiş,
yağmurda ıslanabilecek çerçeve içerisinde bir yazı bulunuyor. Yazıda türbede
ebedi istiratgahında bulunan bu zatların kim olduğu hakkında bilgiler yer
alıyor.
Bir de yola bakan kısmında taş üstünde çerçeve içerisinde yer alan
bilgiler yazılmış. Bunun dışında bilgilendirici başka da bir şey yok.
İnternetten kısa sürede bu türbe hakkında yeterli bilgi de bulunamıyor.
Bu kişiler hakkında yeterli bilgi bulunamamasına mı yanmalı, türbenin bakımsızlığına mı üzülmeli? Türbe binası üzerinde ise “Bu eser korunması gerekli tescilli kültür varlığıdır.” yazıyor. Ancak bu şekilde bir koruma insanı üzüyor.
Bu kişiler hakkında yeterli bilgi bulunamamasına mı yanmalı, türbenin bakımsızlığına mı üzülmeli? Türbe binası üzerinde ise “Bu eser korunması gerekli tescilli kültür varlığıdır.” yazıyor. Ancak bu şekilde bir koruma insanı üzüyor.
![]() |
Yol kısmında taş levha |
Türbe binası üzerinde Mehmet ve Ahmet
Efendiler hakkında şu bilgiler yer alıyor: “Onaltıncı
asırda yaşamış olup Ciltenan ismi ile meşhur 40 kişilik grubu teşkil eden
Sultan Divanın talebelerindendir. Sultan Divanı ile Çaldıran Seferine, Suriye
ve Mısır Seferine iştirak eden Yavuz Sultan Selim ordusunda savaşan ve
yararlılıklar gösteren Mevlevi dervişleridir. Sultan Divanı tarafından tarikat
kardeşi yapılmışlar, vefatlarında vasiyetleri üzerine aynı yere yan yana
gömülmüşlerdir.”
Bu türbenim yan tarafında Karahisar
Kalesi’ne giden küçük ara yolun kenarında ise Ahmet Turhani Türbesi yer
almaktadır. Tek başına bir mezar ve kaynaklara göre mezar taşı bile sonradan
yapılmış bir yer. Kendisinin aslen Rum, iri yarı ve pehlivan gibi bir zat
olduğu rivayet edilirmiş. Anlatılanlara göre Battal Gazi ile güreşe tutuşmuş,
yenilince de Müslüman olmuş. Daha sonra da Battal Gazi’nin yanında savaşlara
katılmıştır. Afyon Bizans’dan alınırken Battal Gazi ile birlikte burada şehit
düşmüş, mezarının bulunduğu yere defnedilmiş.
![]() |
Türbenin girişi |
Bu türbelerin bulunduğu yerlerin daha
intizamlı şekilde restore edilmesi, güzelleştirilmesi, terkedilmiş görüntüden
kurtarılması gerekiyor. Türbenin manevi öneminin yanında, yerli ve yabancı
turistlerin yoğun olarak uğradığı bir bölge olması nedeniyle yeniden restore
edilmesi oldukça önemlidir. Bu konuda Afyonkarahisar yetkililerinin gereğini
yapacağını düşünüyorum.
![]() |
Ahmet Turhani Türbesi |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder