31 Ocak 2016 Pazar

BOZCAADA’DA BİR YAZ GÜNÜ

Bozcaada
    Bozcaada denilince Ege Denizi’ndeki adalardan birisi akla gelir, fakat genelde hakkında fazla da bir bilgi yoktur. Kimi zaman fayton resimlerinin veya videolarının ekrana düştüğü haller göz önüne geldiğinde, Gökçeada ile karıştırılır. İkisi de Türkiye’ye bağlı, güzeller güzeli sakinliğin, dinginliğin zirve yaptığı yerlerdir.
    Bir yaz mevsiminde, Ağustos’un sıcak bir gününde kendimizi feribota binmek üzere Geyikli’de bulduk. Balıkesir-Çanakkale istikametine giderken haydi Bozcaada’yı görelim derseniz pişman olmazsınız. Her 15 dakikada bir kalkan feribotlarla rahat bir boğaz yolculuğuyla kendinizi Bozcada Kalesi’nin yanı başında buluyorsunuz.
    Temiz ve dokunulmamış doğasıyla yaşama enerjisi veren Geyikli’de yapılan yazlık villalar dikkat çekmiyor da değil. Kimisi için keşke biz de sahip olsak denilen bu yapılar kimisi için de doğaya fazla dokunmasalar diye temenniye denk gelir. Unutmadan belirtmekte fayda var. Dönüşünüzde köy yollarından ana yola çıkınız. Değmez mi sizce?
    Arabasıyla gitmek ve adaya geçmek isteyenler internetten önceden feribot randevusu alabilirler. Arabasını bırakmak isteyenler ise otoparklara bırakarak beklemeden karşıya gelen ilk feribotla geçebilirler. Denizde yüzmek isteyenler hazırlıklı olsunlar. Öğrendiğimizi kadarıyla ve Ayvalık tecrübesinden sonra Ege’nin sularının serin olduğunu not düşmek gerekiyor.
    Bozcaada Türkiye’nin üçüncü büyük adası iken Ege Denizi’nde Gökçeada’dan sonra ikinci büyük olanıdır. Burası Çanakkale’ye bağlı bir ilçedir. 40 km2 yüzölçümü sahip bu adanın karadan uzaklığı yaklaşık 6 km kadardır. Nüfus yazın 5 binlere çıkarken kışın 1500’lere kadar düşmektedir.
    Her zaman olduğu gibi bu tür yerlere giderken önceden kısa bir tarihine bakmakta fayda var. Bozcaada stratejik bir konuma sahiptir. Çünkü Çanakkale Boğazı’nın girişinde yer almaktadır. Bunu tarihi kayıtlarla ortaya koymak gerekir.
    Troya savaşlarında Yunanlılar adadaki Aulis Limanı’nı kullanmışlardır. Bu şirin ada İyonya ayaklanmasından sonra Perslerin, sonra Romalıların egemenliğine dahil olmuştur. Tarih Roma İmparatorluğunun sonunu getirdiğinde, bu kez de Bizans İmparatorluğu sahip olmuştur.
    Anadolu’nun burnunun dibinde bulunan bu adaya Türkler ne zaman mı ilk defa sahip oldular? İzmir’i fetheden Aydınoğlu Umur Bey 1328’de 8 gemiden oluşan bir filo ile adaya çıkıyor. O dönemin gerekliliği için olsa gerek yağmalıyorlar. Adanın tarihe şahitliği Venedik ve Ceneviz rekabetinde de ortaya çıkıyor. Bizanslılar 1377 yılında adayı Cenevizlilere vermiş. Daha sonra adanın boşaltılmasına karar veriliyor ve yaşayanlar başka yerlere taşınıyorlar.
    Daha sonra tarihimizin eşsiz kahramanlarından Fatih Sultan Mehmet Gökçeada ile birlikte Bozcaada’yı de fethediyor. Osmanlı donanmasının ikmal yerlerinden biri haline geliyor. Daha sonra bunu hazmedemeyen Venedikliler tekrar adaya çıkıyor ama olmuyor. Mahmut Paşa 1464 yılında adayı tekrar Osmanlı toprağı haline getiriyor. Ada şimdiki ismiyle ilk defa Piri Reis’in haritalarında kendini gösteriyor.
Bozcaada Kalesi
Sonraki süreçte 1645-1669 arasında Osmanlılar Venediklilerle savaşıyor ve adayı kaybediyor, ama bir yıl sonra donanmamız tekrar fethediyor. Ada şimdilerde olduğu gibi uslu durmayan Ruslar tarafından da ele geçiriliyor (1806-1812). Kale Ruslar tarafından yıkılırken, ada da yakılmıştır. 1842 yılına gelindiğinde ise II.Mahmut adayı tekrar almıştır.
Çanakkale savaşları sırasında ada İngilizlerin ve Fransızların kontrolüne geçmiştir. Buraya uçak pisti yapmışlar, ikmal merkezi olarak kullanmışlardır. Askerlerini buradan dinlendiren ve tedavi edilmesini sağlayan Çanakkale’nin yenilenleri 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaşması ile adayı bize bırakmak zorunda kaldılar.
Bozcaada Kalesi Girişi
Bozcaada’da belediye bulunur ve 1923 yılında kurulmuştur. Kuruluşu oldukça eski bir belediyeye sahip olmasına rağmen adada köy yoktur.
Bozcaada tarihine kısa bir göz attıktan sonra doğal güzelliklere ve adada edindiğimiz notlarımıza geri dönelim. Daha feribot üzerindeyken fotoğraf makineleri takip eden martılardan adaya yöneliyor. Bir kale ve üzerinde dalgalanan bayrağımız dikkat çekiyor. Feribottan iner inmez Ağustos’un sonlarına doğru manav reyonlarını süsleyen doğal meyve-sebzeler dikkat çekiyor.
Ada sokaklarına girildiğinde kendine özgü mimari, döşeme taşlar ve insanlarının güler yüzlülüğü dikkat çekiyor. Bu güzelliklere maruz kalan misafirlerin memnuniyeti ise yüzlerinden okunuyor. Öğle vaktinde adaya çıkarsanız mis gibi ev yemekleri yapan yerlere mutlaka uğrayınız. Dar sokak aralarının tarihe şahitlikleri görülmeye değer. Gündüz saatlerinde akşam eğlencelerine hazırlanan küçük eğlence yerleri tatilcileri bekliyor. Ahşap masa ve sandalyeler size bir özlemi hatırlatmıyor mu?
İskelenin hemen yanındaki küçük semt pazarı, hediyelik eşya satıcılarına uğramayı unutmayınız. Adaya özgü hatıraları bulabilirsiniz. Adayı gezmek isterseniz bisiklet ve araba kiralayabilirsiniz. Ada içerisinde yürüyerek dolaşmak kısa mesafeler için kolay ve mutlaka deneyiniz. Bu arada bol bol fotoğraf çekmeyi de unutmayınız.
Hediyelik eşya pazarı
    Bozcaada’ya bizim gibi Ağustos ayında veya Eylül ayında giderseniz nefis görsellikteki ve enfes tattaki üzümleri yemeyi unutmayınız. Çok şey kaybedeceğinizi söyleyebilirim.
    Bu arada Bozcaada Kalesi’ni ziyaret etmediğimi sanmayın. Kalenin girişi ücretli ancak düşük bir ücrete mukabil gezebiliyorsunuz. Adanın surlarına çıktığınız zaman neden stratejik bir yer olduğu hemen anlaşılabiliyor.
Kaleden boğazın görünüşü
Ancak gördüğüm bazı manzaralar bizi üzmedi de değil. Kale içerisinde dolaşırken bir bakımsızlık hakimdi. Osmanlı tuğrasının bulunduğu taş yerde duruyordu ki alınıp götürülmesi gayet kolay. Çünkü girişte sadece cüzi ücreti alan bir görevli var. İçeride hiç kimse yoktu.
Kalede bulunan eserlerin altlarına isimler yazılan yerler var ama bu isimler kaybolmak üzereydi. Kale girişinde tanıtıcı bir tane levha var ancak içeride bölge bölge tanıtım kartları yoktu. Örneğin kale içerisindeki mescid nerede belli değil.
Bozcaada Belediyesi mutlaka kale hakkında daha detaylı bilgilerin ziyaretçilere sunulmasını sağlamalıdır. Eğer belediye altından kalkamazsa bu Kültür ve Turizm Bakanlığımız sağlamalıdır. Değerini öğrenmek belki de sahip çıkma değerini daha önemli hale getirebilir.
Son not olarak Bozcaadaın’ gezilip görülmesi gereken bir yer olduğudur. Özellikle kalenin konumu boğaz için ne anlama geliyor orada apaçık duruyor. Biz bir yaz günü Bozcaada gezimizi çok sevdik, planlarınız arasına almanız için sizlere de öneriyoruz.

2 yorum:

  1. Yazıya "hakkında fazla bilgi yoktur diyerek başlamışsınız. Artık var :) Biz yaptık oldu. http://bozcaadam.net/ adresinden Bozcaada hakkında çok çok çok fazla bilgiye sahip olabilirsiniz.

    YanıtlaSil