22 Mart 2014 Cumartesi

OYUN OYNAMANIN ÇOCUKLARIN PSİKOLOJİSİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ



Oyunun yaşı yok

Dükkânların oyuncak bölümünü gezerken genelde anne ve babalar her seferinde çocuklarına “Oyun yaşını çoktan geçtin oğlum/kızım...” gibi cümleler söylerler. Eğitim sisteminin ağırlığı ile zaten çocuklar oyunu unutmuş; tamamen derslere, sınavlara ve ev ödevlerine eğilmiş durumdalar. Okulda kısıtlı olan oyun oynama zamanı, evde de çalışan anne-babaların yoğun hayat tarzı ile engellenebiliyor. Anne-babalar da çocuğun akademik başarısına bir hayli yoğunlaşarak, oyunun gücünü ve önemini unutmuş durumdalar. Hafta sonları, bazı anne-babalar çocuğu sosyal aktivitelere göndererek bir nebze olsun çocuğa nefes aldırdıklarını düşünüyorlar. Oysa bir spor/sanat aktivitesi oyunun yerini tutmamaktadır. Örneğin; bir spor aktivitesi genellikle bir yetişkin tarafından kontrol edildiği için çocuk kendi kararlarını verme ve kendi davranışının sorumluluğunu alma gibi fırsatlardan yoksun kalmış oluyor. Buna karşın, çocuk kendi oyununu oynarken kendisi kurallar koyuyor, takım kuruyor ve kendi davranışının sorumluluğunu alıyor.
Oyun çocuk için önemli!
Çocuklar sosyal, duygusal, zihinsel ve fiziksel becerilerini geliştirmek için oyun oynamaya ihtiyaç duyarlar. Oyun çocukların kendi becerilerini test etmeleri için uygun bir ortam sunar. Oyun, çocuklara diğer insanlarla nasıl iletişim kuracaklarını öğretir, çocukların problemlerini çözmeye ve içsel çatışmalarını çözümlemeye yardımcı olur. Oyun, yetişkinlerin öğretemeyeceği gerçek hayatın korkulu, cüretkâr ve çekingen taleplerini öğrenme yoludur. Oyunlar sayesinde çocuk, diğer insanlarla yaşamayı ve yaratıcı düşünmeyi öğrenir. Oyun ile sağlanan bütün bunlar, çocuğun sağlam bir gelecek oluşturması için önemli temelleri oluşturur.
 
Oyunlar sayesinde çocuklar:
·         Beceri geliştirme ve koordinasyon
·         Zihinsel gelişim ve problem çözme
·         Hayal gücü ve yaratıcılık
·         İletişim ve sosyal beceriler
·         Benlik gelişimi ve kendine güven kazanıyorlar.

Bunların yanında, yapılan araştırmalarda;
  • Babasıyla oyun oynayan çocukların, babası oyun oynamayan çocuklara oranla daha geniş bir hayal gücüne ve bilişsel beceriye sahip olduğu;
  • Annesiyle oyun oynayan çocukların, çocuğuyla oyun oynamaya zaman ayıramayan annelerin çocuklarına göre annesiyle daha sağlam/güvenli bir bağ kurduğu ve daha olumlu gelişme gösterdikleri;
  • Ailesiyle beraber oyun oynayan daha büyük çocukların, ailesi oyun oynamayan çocuklara oranla okulla daha olumlu bir bağ kurduğu, ruhsal olarak daha sağlıklı olduğu, arkadaşları ile ilişkilerinin daha güçlü olduğu ve ailevi yakınlıktan daha fazla keyif aldıkları bulunmuştur.
Oyun sadece çocuklar için değil!
Yaşınız ne olursa olsun, oyun oynamak için asla yaşınız ileri değildir. Oyun sadece çocuklar için değildir, yetişkinler de oyun oynayabilirler. İnsanlarda, oyun oynarken salgılanan hormonlar bireyin gevşemesine ve sakinleşmesine yardımcı olmaktadır. Oyun, yetişkinleri stresten uzaklaştırarak, kendilerini iyi hissetmelerini ve yaratıcı çözümler üretmelerini sağlar. Anne-babaların işten geldiğinde çocuğuyla oyun oynaması hem aralarındaki bağı kuvvetlendirir, hem de yoğun bir iş gününün ardından stres atmaya birebirdir. Çocuğunuzla beraber gülmek, gevşemek, eğlenmek sizin sağlığınıza da iyi gelecektir. Aynı zamanda, önemsendiğini, ilgilenildiğini hisseden çocuğun kendine olan güveni artar. Çocuk, bu dünyada bir yeri olduğu hissini kazanır.
Oyun sağlıklı aileler için önemli bir güçtür. Ailecek oynanan oyunlar, çocuklar ve anne-baba arasındaki iletişimi ve bağı kuvvetlendirir. Hep beraber oynayan ailelerin birbirlerine karşı daha işbirlikçi, destekleyici olduğu ve birbirleri ile iletişimi daha güçlü olduğu görülmektedir. Ailede yaşanan günlük problemler (kavga, tartışmalar, kabalık, tembellik, öfke nöbetleri gibi) oyunun gücüyle aşılabilir.

Anne-Babalara öneriler
Birçok anne-baba çocuklarıyla nasıl oyun oynayacaklarını bilememektedir. Oyun yaratıcıdır, bir kural gerektirmemektedir ve her seferinde öğretici olması gerektirmemektedir.
·                             Çocuklarınıza serbest, yapılandırılmamış, yaratıcılığını yansıtabileceği yeterli oyun zamanları sağlayın. Bu serbest zamana siz de katılarak çocuklarınızla oyun oynayın.
·                          Fiziksel aktiviteden, yaratıcılıktan yoksun bilgisayar ve televizyon yerine, çocuğunuzun aktif oyunlar oynamasını sağlayın. Çocuğunuzun bilgisayar ve televizyona maruz kalma zamanını kısıtlayarak ona yardımcı olabilirsiniz.
·                         Çocuğunuzun yaşına uygun, onların hayal gücünü ve yaratıcılığını destekleyen (bloklar, bebekler gibi) oyuncaklar alın.
·                        Okulda aktif bir rol alarak çocuğun yeterli serbest oyun zamanı aldığına emin olun.

Yazan: Uz.Psk. Elit Bilge Bıyıkoğlu
İletişim: elitbilge@hotmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder