1 Ocak 2012 Pazar

Bir kıssadan hisse!

    Adamın biri Hz. İsa’ya arkadaş olur, ona “Senin yanında sana yoldaş olabilir miyim” diye teklif eder. Teklifinin kabul edilmesi üzerine yola koyulurlar. Bir nehrin kenarına varınca yemek molası için otururlar ve yanlarında üç çörek vardır. İkisini yerler, biri kalır, bu arada Hz. İsa nehre varıp su içmek üzere kalkar, su içip dönünce üçüncü çöreği bulamaz. Adama “Çöreği kim aldı?” diye sorar, adam "bilmiyorum" diye cevap verir.

    Yemekten sonra arkadaşı ile birlikte yola koyulur. Yolda iki yavrulu bir geyik görürler. Hz. İsa yavrulardan birini çağırır, yavru Hz. İsa’nın daveti üzerine yanına gelince onu keser, etinin bir kısmını kızartarak yerler. Yemekten sonra Hz. İsa geyik yavrusunun kalıntılarına “Allah’ın rızası için canlanıp kalk!” der. Yavru tekrar canlanıp kalkarak oradan uzaklaşıverir. Bu olay üzerine Hz. İsa yoldaşına, “Sana az önceki mucizeyi gösteren Allah için soruyorum, çöreği kim aldı?” Adam yine “Bilmiyorum” diye cevap verir.
    Bir müddet sonra bir nehrin yanına varırlar, Hz. İsa adamın elinden tutarak su üstünde yürürler, karşıya geçerler. Nehri aşınca Hz. İsa “Az önceki mucizeyi gösteren Allah hakkı için sana soruyorum, üçüncü çöreği kim aldı?” diye sorar, adam yine “Bilmiyorum!” diye cevap verir.

    Bir müddet sonra bir çöle varırlar ve otururlar. Hz. İsa bir yere kum ve toprak yığar, meydana gelen yığına Allah’ın izniyle “Altın ol” der, yığın da altın olur. Hz. İsa yığını üçe bölerek adama “üçte biri benim, üçte biri senin, öbür üçte biri de çöreği alanın” deyince adam “çöreği alan bendim!” diye gerçeği itiraf eder. Bunun üzerine Hz. İsa “Altının hepsi senin olsun” diyerek ondan ayrılır.
    Adam çölde altının başında dururken yanına iki yolcu gelir. Gelenler kendisini öldürüp altınları almak isterler. Adam “onu aramızda üçe bölüşürüz, önce biriniz şehre varıp yiyecek bir şey alsın” diye teklif eder. Adamın teklifi kabul edilerek gelenlerden biri şehre gönderilir, şehre giden adam yolda “niye altını onlarla paylaşayım, alacağım yiyeceğe zehir katıp onları öldürürüm, böylece de altının hepsi bana kalır” diye düşünür ve dediği gibi yapmak üzere şehirden aldığı yiyeceğe zehir katarak döner. Altının yanın da kalanlar da “Niye ona altının üçte birini verelim, dönünce onu öldürür ve altını ikimiz paylaşırız” diye konuşurlar. Adam dönünce onu öldürürler fakat yiyeceği yiyince de kendileri ölürler. Böylece altın çöl ortasında ve her üçünün ölüsünün yanı başında sahipsiz kalır. Daha sonra Hz. İsa’nın yolu olay yerine yeniden uğrar, durumu görünce yanındakilere “İşte dünya budur, ondan sakının!” der (1).
    Bu dünya böyle de, haksızlığa uğrayan, ihanete uğrayan insanlar hep yapanların cezasız kaldığını söyler. Aslında hiç kimse cezasız veya ödülsüz kalıyor değildir...
Önemli olan bunu görebilmektir...

(1) Genç Beyin Dergisi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder