Yukarıda gördüğünüz resme bakınca içinizden bazı duyguların yükselişe geçtiğini düşünüyorum. Bu duygular bazılarında romantikliğin zirvesine kurulur, bazılarına ah keşke ben orada olsaydım dedirtir, bazılarını kıskançlık krizlerine sokar, bazılarına da bu resmi ben neden çekemedim iç geçirmelerini yaşatabilir…
Şimdi
düşünün bir Yaz ikindisindesiniz.
Denizin
serinliği tatmış ve yürüyüştesiniz…
Belki
de eşinizle terliklerinizi-sandaletlerinizi-ayakkabılarınızı elinize almış, el
ele dalgaların serinliğini ayaklarınızda hissederek adımlıyorsunuz…
Belki
de incecik sahil kumunu üzerine konuşlandınız ve bu güzel manzarayı
izliyorsunuz…
Belki
de bu manzarayı resmetmek için bekliyorsunuz….
Belki ile başlayan
şıklarınız ne olursa olsun, bu sahilde olduğunuzda, güneşin hoşça kal diyen
ışıklarının kızıllığının çöküşünün bıraktığı manzarayla iç içesiniz…
Bir
Ölüdeniz olmuş Akdeniz’in durağanlaşmış dalgalarının sahile hafiften gelişinde
kızıllığın yansımaları, sizi de anlam yüklü yapmaz mı?
Yükünüz
hislerinize vurunca Yaz’ın tadı burada dersiniz…
Bu
tadı almanın yolu ise belli…
Bu
sahilde olmak…
Bu
sahil ise çok uzakta değil…
Turizmin
tam anlamıyla yararlanamadığı Finike’de…
Sahi Sahilkent’i bilir
misiniz?
İncirağacı da denir,
Yeniköy de…
İşte
tam da burası…
Not:
Bu resim Finike MYO Öğretim Görevlisi Abdullah Turhan tarafından çekilmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder