Orada bir koy var uzakta, o koy bizim
koyumuzdur, Finikemizin koyudur. O koya gitmeyenler üzülsünler gidenler de
bizim koyumuz desinler…
Antalya’nın batısında kalan ilçelerden
birisi ve belki de en şirini, en güzeli, en yaşanası olanlardan birisidir Finike.
Uzun harika kumsalının yanında narenciye bahçelerinin yeşili ayrı bir renktir
bu diyara.
Yemyeşil kasabalarını ziyaret edenler, güler
yüzlü insanlarını görmek isterlerse, “tık
tık” ilk gelen kapıyı çalabilirler. Portakal
yiyeceğim ve lezzetten çıldıracağım diyenler çıksınlar Çavdır, Turunçova’ya.
Antik
dönem tarihine şahit olmak istiyorum diyenler, Zengeder, Turunçova, Sahilkent
sizleri bekliyor.
Finike olur da denizin serin sularına
kendini bırakmak olmaz mı?
Kumsalla raks eden dalgalarda ayaklarını
ıslatmak, sonrasında kumsala uzanmak istersen Sahilkent kumsalları ziyaretçilerini bekliyor.
Hayır,
ben masmavi sularda rahatlamak istiyorum diyorsanız, sizin de adresiniz belli.
GÖK LİMAN…
Finike’den Kale-Demre istikametine
giderken, denize komşu yolda ilerlerken resimde gördüğünüz harika koya
ulaşırsınız.
Tepeden bakarken hissettikleriniz,
ulaştığınızda harika bir deniz keyfine döner. Burada kum yok, çakıllar var.
Su tertemiz…
Berrak…
Serinletici…
Kulaçladıkça kulaçlayın da, yüzmenin
zevkine varın…
İsterseniz güneşlenirken, dağların
rengine, şekline kaptırın kendinizi, isterseniz de burasının adı neden GÖK LİMAN deyiniz…
GÖK’ün anlamı denizden geliyor ve harbinde
masmaviden alıyor bu ismi…
Liman ise doğal limanlığından…
Evet, yaz bitiyor… Ama hala deniz keyfi
devam ediyor…
Yaz biter de bir tanıdığınız siz “GÖK LİMAN’DA DENİZE GİRMEDİNİZ Mİ?” Derse
pişmanlık içinde kalmayın…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder