Son aylarda hakkında en çok söz edilen
konularından birisi olan Osmanlıca’ya ait bir kelimeden yola çıkarak bu yazıya
başlayalım. Kelimemiz “İbrad (Abra/Ebra)”. Soğukluk anlamına gelen bu kelime,
soğuk bir yerleşim bölgesi olan İbradı’ya isim olmuştur. Rakımı yaklaşık 1100 m
olan İbradı tam manasıyla yayla özellikleri göstermektedir.
Kışı sert ve dağları yoğun kar altında
geçen bu güzide yerleşim yeri, Roma’dan Selçuklu’ya, Osmanlı’ya ve günümüze
kadar geçen bir tarihe beşiklik etmektedir. Tarihin şahitliğini konaklarında
çok rahat görebilirsiniz. Dış görünüş günümüzün ihtişamı iken, tarihin
derinliklerinde de aynısını yansıttığından kimsenin kuşkusuzu olmasın. Mezarlıklarında
ise kadıların yattığını mezar taşlarından anlayınca, Kadılar Şehrinde
olduğunuzu algılayacaksınız.
Yörük Ali Konağı |
Konakların içine görenler hemen fotoğraf makinelerine sarılırlar, gördükleri güzellikleri ölümsüzleştirmek için. Her odada mutlaka mum veya gaz lambasının ya da bazı küçük eşyaların konulduğu yerler bulunur. Bazı duvarlarda güğümler, küpler, ırbıklar yer alır.
Dolanbaçlı yolların tehlikeli
geçişleriyle ancak ulaşılabilen İbradı’nın sırtını dayadığı dağları, kış
aylarını kar altında geçirmektedir. Beyaz gelinlik gibi dağları süsleyen bu
beyaz örtü baharın ilk ayak sesleri ile erimeye yüz tutar. Mart ayı Nisan’a
meyletmeye başladığında yağmur damlaları havanın ısınmasıyla erimeye başlayan
karları daha hızla suya çevirir.
Eriyen kar sularının ışıl ışıl salınarak
yamaçlardan aşağıya akmasına şırıl şırıl su sesi eşlik eder. Bir de bu mevsimde,
çiçeklerin kraliçesi kendini göstermeye başlar. Doğanın, dağların yalnız çiçeği
kardelen, kar örtüsünü üzerinden atar atmaz beyaz bir çiçekle selamını çakar.
Karların altından çıkmayı başarmış bir kardelen bitkisi |
İbradı’nın dağlarında tevazu ile boynunu
bükmüş koytakların mahzun çiçeğinin bu hali, acımasız toplayıcılardan mı
kaynaklanıyor diyesi gelir görenlerin.
Eğer günümüzün bilge amcası google’dan
küçük bir araştırma ile oralara ulaştı iseniz, bu çiçeklerin “neden beni anlamıyorsunuz?” dediğini
duyacaksınız. Çünkü bileceksiniz ülkemizde artık sınırlı sayıda türlerinin
olduğunu. Önlem alınmazsa yakın bir gelecekte nesli tükenen bitkiler arasında
yer alacağının farkında olacaksınız. Türkiye’nin kardelenlerine bir de biz göz
atalım:
1-Galanthus
fosteri
2-Istanbul
Kardeleni (Galanthus byzantinus)
3-Karadeniz
Kardeleni (Galanthus Woronowii)
4-Rize
kardeleni (Galanthus Rizehensis)
Üzerinde yağmur suyu ile tevazusunu gösteren bir kardelen |
Kardelen çiçeklerinin asıl önemli olanı soğanlarıdır.
Soğanlar doğal olarak bulunduğu dağlardan sökülerek toplayıcılardan alınmak
suretiyle ihraç edilir. Bu konuda dikkatli olmak gerekiyor gerekmesine de
yeterince önlem alınabiliyor mu, sorgulanması gerekiyor.
Bilinçsiz şekilde yetiştiği yerlerden
sökülerek para için ihracatçılara teslim edilen bu soğanlarla aslında var olan
değerlerimizi heba ediyoruz. Galanthus elwesii ile Galanthus
woronowii türleri dışındaki kardelen soğanlarının doğadan toplanması
ve satılması yasaktır. Ancak dağ köylerinde bunun ayrımını yapabilmenin mümkün
olmadığı bilinmelidir.
İbradı dağlarının eteklerinde artık kardelen
çiçekleri açmıyor, masumluklarına aldırmadan acımasızca toplandığı için. Artık
bizim gibi tırmanmanız gerekiyor karların üzerinden yamaçlara.
Peki ne yapacağız? Doğanın yalnız
çiçeğini yalnızlığına terk etmeye devam mı edeceğiz? Öncelikle İbradı’yı görmeliyiz,
sonra kardelenleri, tabiki toplamadan.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder